MEYDAN
OKUMAK!
Korkmadığını,
çekinmediğini bildirmek…
Her insan
özel yeteneklerle donatılarak doğar; kendini keşfetmek ve bu özellikleri ortaya
çıkarmak tamamen kişinin çabasına bağlıdır. Kendini tanımaya açık olan insanlar
daha hızlı hareket ederler. Kimi zaman kendimizi iyi tanımadığımız için,
başkası tarafından yeteneklerimizin keşfedildiği de olur. Dışardan etki olsun
ve ya olmasın yeteneklerimizi fark edebilmek muhteşem bir şey. Peki, ne kadar
tanıyoruz kendimizi? Kendimizle bağımız ne kadar kuvvetli? Duygularımızı ifade
edebilmekte başarılı mıyız?
Sözgelimi;
Kararlı mısınız? Verdiğiniz kararlarda net misiniz? Kendinize ve çevrenize ne
kadar dürüstsünüz?
Meydan
okumak özgüven gerektirir. İşte bu nedenle; net olmak, kendini ifade etmek, kendini
bilmek, önemlidir. Özgüvenli insanlar, cesur kararlar alır ve uygularlar. Cesur
olmak, korkusuz olmak demek değildir, korkuya rağmen eyleme geçebilme
becerisidir. Ne kadar cesursunuz?
Cesur
olmanın ham maddesi; “İnanç’tır”. Kendimizle bağlantımız o kadar önemli ki, bu tüm
hayatımızı etkileyen bir durumdur. İnsan psikolojisinin temelinde yaradana ve
anneye olan bağlantı önem arz ediyor. Demek ki, inanç kavramı atlanılamaz.
Bizlerin ruhundaki yaraları ya da şifalı durumları oluşturan yaratıcı kavramı
ile doğumla başlayan annemizle olan bağımızdır.
Sonuçta, var olmak bu iki varlıktan
kaynaklanmakta. Bu inanç özgüven duygusunun doğuştan gelebileceğini de
gösteriyor. Bu konu çok derin bir konu
tabi. Çünkü annenin çekirdek inançları bebeğe geçiyor. Anne, çocuk ve ruh
sağlığı konusuna da biraz değinmiş olduk. Bu noktada annenin bebeği isteyip
istememesi ya da yaradana olan inanç veya inançsızlığı olayın başlangıç
noktasıdır diyebiliriz. Daha sonra yetiştirme tarzı çocuğun tuttuğunu koparan
biri olmasını sağlarken, silik bir karakter de olmasını sağlayacağı gerçeğini
ortaya koyuyor. Bu durumu siz de etkileyici bulmuyor musunuz?
Meydan
okumanın muazzam bir özgüven istediğini belirtmiştim. Fikirlerinizde,
davranışlarınızda net olmak gerekiyor ama aynı zamanda insanlarla ilişkilerinde
sınır çizginizi biliyor olmalısınız. Sınırı geçmek isteyenlere karşı tutumuzda
ya da gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz konusunda şimdiye deyin
olmadığınız kadar cesurda davranabilirsiniz. Kendinize kendinizi ispat etmek
için de cesur adımlar atmakta bir tür meydan okumaktır. Yapamazsın diyen
insanları umursamayarak, korksanız dahi yapmaya çabalamanızda buna çok güzel
bir örnek. Olumsuzluk yaşamanıza rağmen duruşunu değiştirmemeniz bir meydan
okuma iken; toplumun bakışını bir kenara bırakarak sıradanlığı yenmiş olmanız
da birer örnek. Aslında meydan okumak; “ sesini duyurabilmek ve sesini
yükseltebilmektir.”
Hayır
demek istediğiniz bir duruma, evet dememek için direnmektir, kocaman bir hayır
demektir!
Enerjinizin,
neşenizin ve gücünüzün simgesidir.
Meydan
okumak her şeye rağmen kendi yolunda gitmektir!
Şimdi ufak
bir çalışma ile herhangibi bir konuda olan inancınızı artıracağız. Uygulayacağımız
çalışma Nlp tekniğidir.
Öncelikle
rahatlamanızı istiyorum; Oturun, gözlerinizi kapatın, hafif bir müzik açın.
Kendinizi rahatlamış hissettikten sonra en çok hangi konuda inancınızın fazla
olmasını istediğinizi düşünün.
Hangi
inancınızı kuvvetlendirmek istiyorsunuz?
Örneğin;
“kendimi seviyorum” cümlesine karşı inancınız % kaçtır?
Diyelim ki
%50 olsun. Bu oranı yukarı çıkarmak istiyorsunuz ancak %100 olmasını beklemeyin!
Gerçi bu kişiden kişiye göre değişir. Çünkü; Bu tamamen uygulamayı
yaparken ne kadar öze indiğinizle
bağlantılıdır.
İnancımızı
belirledikten sonra sıra yavaş yavaş uygulamaya geliyor.
Cümleyi
yüksek sesle söyleyin!
Duyduğunuzda
nasıl bir görüntü geldi gözünüzün önüne?
Film mi?
Resim mi?
Film
nasıl? Hızlı mı, yavaş mı? Resim büyük mü, küçük mü? Çerçevesi var mı? Yakın
mı, uzak mı?
Ses var
mı? Nasıl bir ses? Uzakta mi, yakında mı?
Duygu var
mı? Ne hissediyorsun? O duygu vücudunun neresinde duruyor? Nasıl bir etkisi
var?
O duygunun
bir rengi var mı? Ne renk?
Gözlerini
aç, etrafa bak, bu film ya da resim çevrende nerede olabilir? Onu bul ve yerini
belirle!
Şimdi
sizden ikinci bir inanç daha
isteyeceğim. Şimdi, düşünün bakalım…
%100
inandığınız bir inancı bulun!
Örneğin;
Allah’ın beni sevdiğine ve beni koruduğuna %100 inanıyorum.
Şimdi bu
cümleyi inanarak tekrar edin.
Duyduğunuzda
nasıl bir görüntü geldi gözünüzün önüne?
Film mi?
Resim mi?
Film
nasıl? Hızlı mı, yavaş mı? Resim büyük mü, küçük mü? Çerçevesi var mı? Yakın
mı, uzak mı?
Ses var
mı? Nasıl bir ses? Uzakta mi, yakında mı?
Duygu var
mı? Ne hissediyorsun? O duygu vücudunun neresinde duruyor? Nasıl bir etkisi
var?
O duygunun
bir rengi var mı? Ne renk?
Şimdi
ikinci film ya da resim nerede onun da yerini belirle.
Daha sonra
ilk cümlene ait film ya da resmi yerinden alarak, ikinci cümle için oluşturduğun filmin ya da
resmin içine at ve karıştır.
Şimdi ilk
yükseltmek istediğin inancı düşün, yüksek sesle o cümleni tekrar et!
Şimdi bu
düşünceye % kaç inanıyorsun?
Bu
uygulamayı yaptıktan sonra kesinlikle kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
İnancınızın arttığını hissedeceksiniz. İlk tepkiniz sadece olumlu düşünmek ya
da daha iyi hissetmek olabilir. Bunu günde 1 kez yapabilirsiniz. Giderek
inancınızın artacağını göreceksiniz.
İyi
hissetmek, kendi gücünüzün farkında olmak; sizin hayata karşı dik durmanızı ve
kendinizi gerçekleştirmenizi sağlayacaktır.
Meydan
okumak ve güçlü olmak için, içinizdeki gücü ve yetenekleri fark edin! En
önemlisi kendinize inanın.
Elinizi
kaldırın yukarı ve
“YAPABİLİRİM”
diye yüksek sesle bağırın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder